T24 Haber Merkezi
Tekirdağ Milletvekili Cem Avşar, Kadına Şiddeti ve kadın cinayetlerini Meclis gündemine taşıdı. Avşar, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ile İçişleri Bakan Ali Yerlikaya tarafından cevaplaması istemiyle konuya ilişkin 3 adet yazılı soru önergesi verdi. Önergelerde, kadına şiddetin bir insan hakkı ihlali ve güvenlik sorunu olduğuna dikkat çeken Avşar, “Kamuoyunda yaygın kanaat haline gelen ‘iyi hal indirimi’, ‘haksız tahrik indirimi’, vb. gerekçelerle birçok şiddet failinin tahliye edildiği, şartlı salıverildiği veya az ceza aldığı hususunda ne tür tedbirler alınmaktadır? Kadın cinayetlerinin önüne geçmek amacıyla bakanlığınızın nezdinde yasal düzenlemelerin daha caydırıcı tedbirler barındırması ve kadını koruma odaklı bir şekilde düzenlenmesi adına herhangi bir çalışma mevcut mudur?” diye sordu.
“Kadına şiddet bir insan hakkı ihlali ve güvenlik sorunudur”
Uluslararası normlar ve iç hukuk bakımından kadına yönelik şiddet, ülkemizde temel bir insan hakkı ihlali ve güvenlik sorunu olarak varlığını sürdürdüğünü belirten Avşar, bu şiddetin önlenmesi, kadınların yaşam hakkı başta olmak üzere sağlık, özgürlük ve güvenlik gibi temel haklarının korunmasının da ön koşulu olduğunu, İstanbul Sözleşmesinin, bu açıdan kadına yönelik şiddetle mücadelede uluslararası bağlayıcılığı bulunan en kapsamlı sözleşmelerden biri olduğunu; ancak ülkemizin imzaladığı bu sözleşmeden Cumhurbaşkanlığı Kararıyla çekildiğini belirtti.
“Her gün en az bir kadın en yakınları tarafından öldürülüyor”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun açıkladığı verilere değinen Avşar, sözlerine şöyle devam etti:
“2025 yılı ilk 6 ayına ilişkin raporuna göre, en az 136 kadın erkekler tarafından öldürülmüş ve 145 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetmiştir. Sadece Ağustos Ayında ise 29 kadın cinayeti, 28 şüpheli kadın ölümü görülmektedir. Bu kadınların %72’si aile bireyleri tarafından öldürüldüğü ve bunların %59’nun ise evlerinde öldürüldüğü raporda yer verilmiştir. Bu veriler, ortalama her gün en az bir kadının öldürüldüğü ve bununda en yakınları tarafından yapıldığı anlamı taşmaktadır.”
“Kadınlar evlerinde dahi güvende değil”
Avşar, bu durumun açıkça kadınların en güvende olması gereken alanlar olan evlerinde dahi korunamadığını ve kadın cinayetlerinin münferit değil sistematik bir hal aldığını gösterdiğini belirtti.
Önleyici tedbirler
“18 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesi, kadına yönelik şiddetinin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir göstergesi hangi bahaneyle öldürüldükleri dahi tespit edilemeyen kadın sayısındaki fazlalıktır” diyen Avşar, sanık ve katillerin caydırıcı cezalar almadıkça ve gereği gibi önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddetin artarak devam edeceğini belirtti.
“Toplumsal kodlar ve yargısal boşluklar kadın cinayetlerini tetikliyor”
Avşar, erkek şiddetinin artmasında; toplumsal kodların, “iyi hal indirimi”, yargı süreçlerinin hızlı işlememesi, yeterli koruma tedbirlerinin alınmaması, yasal mevzuattaki kimi boşluklar veya uygulama eksiklikleri gibi sebeplerin etkili olduğunu ifade etti.
Avşar, sığınma evi sayısı ise yetersiz olduğu, Türkiye genelinde kadın nüfusuna oranla kadın sığınma evleri, psikolojik destek birimleri ve acil müdahale merkezlerinin dağılımı oldukça az olduğunu belirtti. Avşar, büyük şehirlerden uzaklaştıkça bu hizmetlere erişimin zorlaştığı hatta birçok kadının, bulunduğu şehirde destek alabileceği bir kuruma dahi ulaşamadığını ifade etti.
“Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezleri istenilen düzeyde değil”
Avşar, “Aynı şekilde Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri’nde personel eksikliği, kurumsal kapasite eksikliği ve bölgesel dağılım eşitsizlikleri nedeniyle istenilen düzeyde ve nitelikte bir hizmet sunulamadığı anlaşılmaktadır.” dedi.
“Yoksulluk aile içi şiddeti arttırıyor”
Avşar, derinleşen yoksulluğun, temel haklara erişimde yaşanan eşitsizlikler ve sosyal destek mekanizmalarının zayıflaması bu şiddetin diğer sebepleri olduğu, İktidarın odağına kadının ekonomik bağımsızlığını ve yaşam tercihlerini alan kamusal politikalar yerleştirmesi gerektiği; ancak güçlü bir toplumun, kadınların özgür oluğu, çocukların güvende büyüdüğü, eşit ve erişebildiği koşullarda mümkün olduğunu belirtti.
Avşar’ın bakanlara yönelttiği sorular şu şekilde:
-Göreve başlama tarihiniz olan 4 Haziran 2023’ten itibaren şiddete maruz kalan ve yaşamını yitiren kaç kadın bulunmaktadır? Türkiye genelinde işlenen kadın cinayetlerinin yıllara göre dağılımı nedir? Bu cinayetlerin kaçı savcılığa veya polise şikâyet etmelerine ve haklarında tedbir kararı bulunmasına rağmen işlenmiştir?
-2025 yılı içerisinde adli makamlara intikal etmiş kaç şiddet vakası bulunmaktadır? Bunların kaçı cinayet sonucu devam eden adli olaydır? Söz konusu vakaların adliyeye intikal etmeden önce diğer ilgili kamu kurum ve kuruluşlarıyla uzlaşma vb. yollarla çözmeye ilişkin bir çalışma yapılmaktadır?
-Görev sürecinizde şiddete maruz kalan, resmi makamlara başvuran ve koruma talep eden toplam kaç kadın bulunmaktadır? 2025 yılının ilk 6 ayında öldürüldüğü tespit edilen 136 kadından kaçı hakkında koruma kararı bulunmaktaydı? Söz konusu kadınlardan kaçına koruyucu hizmet sağlanmıştır?
-6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’una ilişkin toplumda var olan şikâyetler, boşluklar, ihmaller ve uygulama sorunları hakkında tarafınıza iletilen toplam başvuru sayısı nedir? Buna karşın ilgili sivil toplum kuruluşları ve kamu kurumlarının iş birliğinde bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?
-Kamuoyunda yaygın kanaat haline gelen ‘iyi hal indirimi’, ‘haksız tahrik indirimi’, vb. gerekçelerle birçok şiddet failinin tahliye edildiği, şartlı salıverildiği veya az ceza aldığı hususunda ne tür tedbirler alınmaktadır? Kadın cinayetlerinin önüne geçmek amacıyla bakanlığınızın nezdinde yasal düzenlemelerin daha caydırıcı tedbirler barındırması ve kadını koruma odaklı bir şekilde düzenlenmesi adına herhangi bir çalışma mevcut mudur?
-Kadınları iş hayatında, sokakta, evde ve sosyal medyada yani yaşamın her alanında maruz kaldıkları -görünen/görünmeyen- eşitsizliğe, psikolojik ve fiziki şiddete karşın toplumsal ve bütüncül çözümler üretmek, güven ve huzuru tesis etmek üzere ilgili paydaşların iş birliğinde bir çalışma yapmayı planlıyor musunuz? Bu hususta bir eylem planınız var mıdır?
-Kadın cinayetlerine ilişkin faillerin yakalanma ve cezalandırılma oranları nedir? Kadın cinayetlerinin önüne geçmek amacıyla bakanlığınız nezdinde yürütülen çalışmalar nelerdir? Mevcut mevzuatın ve kararların daha etkili uygulanması adına ne tür önlemler alınmaktır?