Gazeteciler Anlatıyor: İsrail İşgali Altında Yaşam ve Direniş
Fatih’te, Filistin için Gazeteci Dayanışması Platformu tarafından “Gazeteciler Anlatıyor: İsrail İşgali Altında Yaşam ve Direniş” belgesel gösterimi ve paneli yapıldı.
Neslişah Sultan Kültür Merkezi’ndeki programda, İsrail’in 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’ye düzenlediği saldırılarda hayatını kaybeden gazeteciler ile mesleklerini yapmaya çalışan basın mensuplarının yaşadığı zorluklar anlatıldı.
Programda, İsrail’in saldırılarında ölen gazetecilerin fotoğrafları sergilendi, hayat hikayeleri anlatıldı. Gazzelilerin son sığınağı Refah’ı anlatan TRT World yapımı “No Escape: Voices from Rafah (Kaçış Yok: Refah’tan Sesler)” belgeselinin gösterimi yapıldı.
“Gazze’de hiçbir yer güvenli değil, bir anda bulunduğunuz yeri bombalayabilirler”
Gazzeli gazeteci Riwa Aladini, panelde yaptığı konuşmada, İsrail’in saldırısından 2 ay sonra Gazze’den ayrılarak Türkiye’ye geldiğini söyledi.
Birçok arkadaşının böyle bir şansının olmadığını belirten Aladini, “Belki de onlar orada kalmayı tercih ettiler.” dedi.
Gazze’de kaldığı dönemde bir web sitesi için serbest gazeteci olarak çalıştığını belirten Aladini, yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Geçen 2 ay içinde markette yiyecek ya da içecek su bulabilecek miyiz? diye içimizde hep bir korku vardı. Elektrik sorunluydu ve internet ulaşımı mümkün değildi. İlaç bulmak mümkün değildi. Doktor da bulamazdınız. Zaten hastaneler bombalanmıştı, okullar da kapalıydı.”
Gazze’de hiçbir yerin hiçbir kimse için güvenli olmadığını vurgulayan Aladini, “Caddede yürüdüğünüz bir anda bulunduğunuz yeri bombalayabilirler.” diye konuştu.
“Birçok krize tanıklık ettim ama son dönemde yaşananları görmemiştim”
Gazeteci Memduh Borno da mesleği gereği bugüne kadar birçok savaşa tanıklık ettiğini ama son dönemde Gazze’de yaşananlar gibi bir durumu görmediğini söyledi.
2006 yılından bugüne Gazze’deki hayatlarının hiçbir zaman normal olmadığını dile getiren Borno, “Ancak bu duruma alıştık ve hayatı bu şekilde sürdürmek bizim için bir yaşam biçimi haline geldi. İsrail’in bize dayattığı bu duruma rağmen bir şekilde hayat devam ediyordu. Bazen Refah sınırı açık oluyordu, yılda sadece 4 gün açık olduğu bile oluyordu.” ifadesini kullandı.
İsrail’in saldırılarına karşı direnmek zorunda olduklarını belirten Borno, şunları kaydetti:
“İsrail’in Gazze’ye müdahalesi 7 Ekim ile çok alakalı değil. Zaten 2 milyonluk nüfusu nasıl düşürebileceklerini planlıyorlardı. İkinci planları da Gazze’nin kuzeyini tamamen işgal etmekti. Gazze’nin kuzeyinde bulunan özellikle gaz yataklarına ulaşabilmek için buna ihtiyaçları vardı. Gazze’yi ikiye bölmeyi amaçlamışlardı. Bugün İsrail’e ne yanlış yaptığımızı konuşmanın zamanı değil. Filistinler için en önemli hedef, bu katliamın durdurulması olmalı. Gazze’nin aklınıza ne geliyorsa ihtiyacı var. Filistinlilerin tekrar birlik olarak hareket etmesi gerekiyor. Eğer bu birlikteliği kuramazsak kaybetmeye mahkumuz.”
Gazze’de gazetecilerin İsrail tarafından planlı bir şekilde hedef alındığına dikkati çeken Borno, “Şu anda en büyük hedef gazeteciler. Sesimizin duyulmasını istemedikleri için bunu yapıyorlar. Gazze’de yaşananları, katliamları, bizim yansıtmamızı istemedikleri ve aynı zamanda insanları aç bıraktıklarını göstermememiz için bizi hedef alıyorlar.” dedi.