EMEP’ten Bahçeli’nin ‘Meclis komisyonu’ önerisine yanıt: ‘Çözümün gerçek muhatabı halktır’

EMEP Genel Başkan Yardımcısı Sevda Karaca, PKK Kongresi Sonrası Gelişmeleri Değerlendirdi

Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde düzenlediği basın toplantısında, PKK’nin silah bırakma kararının ardından yaşanan gelişmeleri değerlendirerek EMEP’in önerilerini paylaştı. Karaca, hükümetin bu süreçte sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini vurgulayarak, “Hükümet, olanlardan da, olmayanlardan da sorumlu tutulmalıdır” dedi.

“Siyasal Çıkar Hesabı Yapılıyor”

Karaca, iktidarın çözüm sürecini kendi siyasi çıkarları doğrultusunda manipüle etmeye çalıştığını belirtti. “İktidar, muhalefeti zayıflatma ve baskıcı rejimi anayasal güvence altına alma amacı gütmektedir. ‘Terörsüz Türkiye’ sloganı, emekçilerin hak arayışlarını gölgelemektedir” şeklinde konuştu.

Karaca, Lozan ve 1924 Anayasası tartışmalarını da bu manipülasyonun bir parçası olarak nitelendirerek, “Tarih sadece sarayların istekleriyle değil, halkın direnişiyle şekillenir. Bugün, eşitlik ve barış için yeni bir mücadele sürecine giriyoruz” ifadelerini kullandı.

Bahçeli’nin Komisyon Önerisine Karşı “Bu İş Halkla Olur” Ded

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin Meclis’te komisyon kurulması önerisine karşılık veren Karaca, demokratik temsiliyetin önemine vurgu yaptı. “Sorunun çözümü sadece Meclis’te değil, Kürt halkı, emekçiler ve yok sayılanlar sürecin asıl muhatabıdır. Katılım, halkla birlikte sağlanabilir” şeklinde konuştu.

Karaca, Kalıcı Çözüm İçin 5 Başlıkta Önerilerini Sıraladı

  • Askeri ve siyasi operasyonlara son verilmeli: PKK’nin silah bırakma kararının uygulanabilmesi için iktidar, askeri ve siyasi müdahalelere son vermelidir.
  • Halkın sürece katılımı sağlanmalı: Barış süreci, emekçilerin, Kürt halkının ve tüm toplumsal kesimlerin katılımına açık olmalıdır.
  • Demokrasi güçleri harekete geçmeli: Süreç, yalnızca izlenerek değil, aktif mücadele ile yönlendirilmelidir.
  • Demokratik haklar güvence altına alınmalı: Siyasi tutsaklar serbest bırakılmalı, kayyımlar kaldırılmalı, demokratik siyaset kanalları açılmalıdır.
  • Yeni bir Anayasa, halkla birlikte yapılmalı: Barajsız seçimlerle oluşturulacak kurucu Meclis tarafından, demokratik ve eşit yurttaşlığa dayalı bir anayasa hazırlanmalıdır.

“Saray Rejimiyle Demokratik Anayasa Olmaz”

Karaca, mevcut Meclis ve iktidar bloğunun demokratik bir anayasa yapamayacağını belirterek, “Gerçek çözüm, halkın iradesiyle şekillenecek bir kurucu meclisten geçer. Saray rejimi ile demokratik bir anayasa mümkün değildir” şeklinde konuştu.

Related Posts

Bakanlıktan MESKİ’ye 2,6 milyon TL ceza

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Mersin’deki üç atık su arıtma tesisinde çevre mevzuatına aykırı deşarj yapıldığı gerekçesiyle MESKİ’ye toplam 2 milyon 674 bin 708 TL idari para cezası uyguladı.

İstanbul, Londra ve Mekke’yi geçti: Dünya ikincisi olduk

Türkiye’den ilk 10’a giren iki şehrin olduğu ‘Dünyanın en çok ziyaret edilen şehirler’ listesi yayınlandı.

İzmir’deki grevde sendika ne istiyor, belediye ne kadar veriyor?

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, DİSK Genel-İş Sendikası ile yürütülen toplu iş sözleşmesinde sendikayı yeniden masaya davet etti. Peki sendika ne istiyor, belediye ne kadar teklif ediyor? İşte ayrıntılar…

Bursa’da “Mavi Marmara” Şehitleri ve Gazze İçin Sessiz Yürüyüş

Bursa’da, İsrail’in 2010 yılında Mavi Marmara gemisine düzenlediği saldırıda hayatını kaybedenler ve Gazze’de yaşanan insanlık dramına dikkat çekmek amacıyla yürüyüş düzenlendi.

Gazze’de UNRWA depoları boş kaldı

İsrail’in, Gazze’de 2 Mart’tan bu yana uyguladığı sıkı abluka ve yardımları kendi güdümünde dağıtmak için uygulamaya koyduğu plan, Birleşmiş Milletler (BM) Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansının (UNRWA) depolarının …

İmamoğlu’na ‘sahteci’ kararı veren profesör sahteci çıktı

Ekrem İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilmesi için rapor hazırlayan YÖK Denetleme Kurulu’nun üyesi olan ve söz konusu rapora imza atan Prof. Dr. Metin Dağdeviren’in yazarlarından biri olduğu makale, ‘intihal’ ve ‘sahte atıf’ gibi birçok gerekçeyle yayınlandığı uluslararası dergi tarafından geri çekildi.