Canlı mı cansız mı? Virüs gibi yaşayan hücre!

Sukunaarchaeum Adlı Mikroskobik Organizma, Bilim Dünyasında Büyük Heyecan Yaratıyor

Genetik bilimci Ryo Harada ve ekibi, Citharistes regius adında bir plankton türü ile onun simbiyotik bakterilerinin DNA’sını detaylı bir şekilde inceledi. Yaptıkları araştırma sırasında, tuhaf ve küçük bir DNA halkası keşfettiler. Bu DNA halkası, bilinen hiçbir organizma kategorisine tam olarak uymuyordu.

Sadece 238 bin baz çifti DNA’ya sahip olan Sukunaarchaeum, çoğu işlevini yaşadığı plankton hücresine bırakıyor. Metabolik olarak virüslere benzer olan bu canlı, genetik olarak ise farklıdır. Kendi DNA’sını çoğaltmak için temel proteinleri üretme yeteneğine sahiptir. Bu özellik, virüslerden ayırt edici bir özelliktir; zira virüsler bu işlemi konak hücrelerinden sağlar.

Araştırmacılar, Sukunaarchaeum’un, şimdiye kadar keşfedilenler arasında virüslere en çok benzeyen hücresel varlık olabileceği konusunda hemfikirdir. Bu mikroskobik organizma, ribozom, mesajcı RNA ve taşıyıcı RNA gibi hücresel bileşenlere sahip olmasının yanı sıra, kendi zarını oluşturabilecek proteinleri de üretebilmektedir. Ancak enerji üretimi veya besin maddelerini işleme yeteneği yoktur.

Genetik benzerlikler, Sukunaarchaeum’u arkea (arke) grubuna dahil eder. Bu durum, onu insan da dahil olmak üzere tüm ökaryot canlıların evrimsel olarak geldiği soy hattına yakın bir konuma yerleştirir.

Genellikle canlı olarak kabul edilmeyen virüslerin aksine, Sukunaarchaeum çoğalabilir ancak hayatta kalmak için konak hücrelerine bağımlıdır. Bu durum, “canlılık” tanımını yeniden sorgulatmaktadır.

Henüz hakem değerlendirmesinden geçmemiş olan bu araştırma, bilim camiasında büyük ilgi uyandırmış durumdadır. Sukunaarchaeum’un gizemleri, genetik bilimcilerin ve biyologların yakın zamanda çözmeye çalışacağı zorlu bir bulmacayı oluşturuyor.

Related Posts

Microsoft, Windows’taki mavi ekranı değiştiriyor

Microsoft’un Windows’unda uzun yıllardır kullandığı ‘mavi ekran’ hata ekranını güncelliyor. Şirket, mavi ekran hatasının yerine siyah olanı ekliyor.

10 bin yıllık taş devri kadını yeniden hayatta

Belçika’da 10 bin 500 yıl önce yaşamış bir Taş Devri kadını, yapılan ayrıntılı yüz rekonstrüksiyonuyla yeniden gün yüzüne çıkarıldı. “Margaux kadını” olarak adlandırılan bu avcı-toplayıcının detaylı betimlemesi, iskelet kalıntıları ve antik DNA analizlerine dayanılarak Ghent Üniversitesi’nin açıklamasına göre hazırlandı.

40 yıllık efsane tarih oluyor: Windows, Mavi Ekran’a veda ediyor

Windows bilgisayarlarımız ile özdeşleşen ve önemli hatalarda karşımıza çıkan Mavi Ekran Hatası, yeni dönemde yerini Siyah Ekran Hatası’na bırakıyor.

Yeni bir tür keşfedildi: ‘Ejderha Prens’

Tyrannosaurus rex gibi dev yırtıcıların uzak ataları, düşündüğümüzden çok daha küçük ve çevik olabilir. Bilim insanları, Moğolistan’da 1970’lerde keşfedilen fosilleri yeniden incelediklerinde, bu fosillerin daha önce sanıldığı gibi Alectrosaurus olseni’ye değil, şimdiye kadar tanımlanmamış yeni bir türe ait olduğunu ortaya çıkardı.

Salihlili judocuların yıldızı bu kez Manisa’da parladı

Manisa’nın Salihli ilçesinin yıldız judocuları, Manisa’da yapılan Türkiye Şampiyonası ve Anadolu Yıldızlar Ligi il seçmesinde madalyaları topladı. Derece elde eden judocular, Türkiye finallerine ve grup maçlarına katılmaya hak kazandı.

Robotik uzuvlarla gelecek: Beyin kontrollü sağlık yenilikleri

Beyin kontrollü robotik uzuvlar, bilim kurgudan gerçeğe dönüşerek sağlık ve rehabilitasyon alanında çığır açtı. Beyin-bilgisayar arayüzleri (BCI) ile çalışan bu yenilikçi protezler, düşünce gücüyle hareket ederek uzuv kaybı yaşayan bireylerin yaşam …