Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmesi sonrası Heniyye’den ilk açıklama: Duruşu bizi çok onurlandırdı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye’yi Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde kabul etti.
Basına kapalı olarak 2,5 saat süren kritik görüşme sonrası İletişim Başkanlığından görüşmeye ilişkin yapılan açıklamada, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İsrail’in Filistinlilere uyguladığı zulmün bedelini mutlaka bir gün ödeyeceğini, Türkiye’nin her zeminde Gazze’ye yönelik katliamları anlatmaya devam edeceğini, tüm çabaların bölgesel barışın anahtarı olan bağımsız Filistin Devleti’nin kurulması ve bölgeye kalıcı huzurun gelmesi için sarf edildiğini ifade ettiği bilgisine yer verildi.
Bu gelişmelerin ardından da Hamas Siyasi Büro Başkanı İsmail Heniyye, A Haber’e açıklamalarda bulunarak görüşmeye ilişkin ilk kez konuştu.
“Bu ziyaretimiz genel bir çerçeve içinde gelmektedir ve bu ilişki uzun süreli bir ilişki. Türk devletine ve Türk halkına olan sevgimizin getirdiği bir ilişkidir. Recep Tayyip Erdoğan ile görüştük. Diğer sorumlularla da görüştük.
Birçok konuyu ele aldık. En önemlisi İsrail ‘in Gazze’ye olan saldırısı ve 7 aydır Filistinlilerin maruz kaldığı katliam. Çekilmesinin bir şart bir ön şart olduğunu konuştuk. Gazzelilerin yerlerine işlerine barklarına tamamen koşulsuz bir şekilde görüştük. Ve ayrıyeten 7 aydır Hamas’ın ne kadar hoşgörülü olduğunu güzel bir koşullar koyduğunu konuştuk ve İsrail’in bu konuda çok inatçı olduğunu ve İsrail’in bütün görüşmeleri baltaladığını kendilerine arz ettik.
ABD’nin fevkalade İsrail tutumlusu olduğundan hatta ve hatta yaptıklarını gerekçelendirme peşinde olduklarını konuştuk. Kurbanlar kesilecek kızıl inek kurbanlar kesilecek ve Yahudiler Mescid-i Aksa’yı kontrol etmeye çalışacak.
İsrail’in tamamen Gazze’nin tümünden çekilmesinin ön şart olduğu noktasında mutabık kaldık. 7 aydır Hamas’ın ne kadar hoş görülü ve ılımlı yaklaşımlarını, İsrail’in barıştan yana sert tavrını, ABD’nin yanlı taraflı bakış açısını ele aldık.
Türkiye’nin ülkeler nezdindeki barış çabalarına yönelik son gelişmeleri dinledik. Türkiye’nin İsrail’e yönelik son kısıtlamalardan da Cumhurbaşkanımız (Erdoğan) bahsetti. Batı Şeria’daki son durumları ve Mescid-i Aksa’nın geleceğini konuştuk. Yahudilerin burayı kontrol etme girişimlerinin önüne geçmek için Aksa Tufanı ortaya çıktı.
Kardeşim Erdoğan ile birçok konuyu ele aldık. Biz Başkan Erdoğan’a da söyledik. Teşekkür ettiğimizi söyledik. Kendilerinin duruşu bizi çok onurlandırdı ve söylemleri bizi çok mutlu etti.
İsrail’in katliamlarını ve ateşkes konularını konuştuk. İsrail’in barış görüşmelerini baltaladığını görüştük. Gelecek günler Mescid-i Aksa için çok önemli. (Cumhurbaşkanı Erdoğan) Hamas’ın Kuva-yı Milliye olduğunu söylemesi mutluluk.
Her şeyden önce Allah’a dua ediyorum. Kendi çocuklarımı, torunlarımı ve tüm hayatını kaybedenleri şehit olarak kabul etsin. Çocuklarımın ve 5 torunum şehit edilmesiyle Netanyahu zannediyor ki bize baskı yapabilecek, ama yanılıyor. Biz haklıyız. Bizim haklı taleplerimiz var. Biz Gazze’de de Batı Şeria’da da haklıyız.
Biz, haklarımızı almadan Kudüs’te başkentimizi kurana, devletimizi ilan edene kadar asla vazgeçmeyeceğiz. Benim 3 tane oğlumun 5 tane torunumun öldüğünü düşünmeyin. Gazze’nin bütün çocukları benim çocuklarım. Batı Şeria’dakiler de benim çocuklarım, şehitlerim. Onur duyuyorum. Baskı ne olursa olsun vazgeçmeyeceğiz.
Türkiye, Pakistan ve diğer ülkelerde çocuklarım, torunlarım için cenaze namazları kılındı. Bunlar tek ümmet olduğumuzun göstergesi. Bu tutumlarından dolayı Türk halkına teşekkür ediyorum.
Silahları ABD veriyor, İsrail’e koşulsuz destek veriyor, çocuk katliamlarını destekliyor. İyi polis kötü polis oynuyorlar. Refah’a girerlerse büyük bir katliama neden olacaklar. Refah’a girerlerse asla beyaz bayrak çekmeyiz. Ne yapacağımızı çok iyi biliyoruz. Teslim olmayacağız.
7 Ekim’den itibaren başlayan İsrail işgalinin amacı her yeri bombalamak. Hastane, ilaç fabrikaları, okulları her yerleri vurdular. Gazze 7 aydır hiçbir yardım almadan direniyor. Açlığı silah olarak kullanmaya çalışıyorlar.
Son 5 aydır halen Gazze’nin belli yerlerine 1 gram yardım girmiş değil. Binlerce insan enkaz altında bekliyor. Toplu mezarlarımız var. Çünkü İsrail ordusu toplu katliamlar yapıyor. Esirlerimizi işkence ederek öldürüyorlar. İnsani durum olarak çok kötü durumdayız.
Tek şartımız insani yardımların her gün en az 500 kamyonun Gazze’ye girmesini istiyoruz. İnsani katliam içerisindeyiz. Herhangi bir ateşkes olacaksa kesinlikle insani yardımların girmesi öncelikli şartımızdır. Bunu Sayın Cumhurbaşkanımıza (Erdoğan) ilettik.
Halkımız 7 aydır çok güçlü bir şekilde Gazze’yi her noktada her yerde büyük bir inançla koruyor, savunuyor. İrademizin çok güçlü olduğunu herkes görüyor. Bu halk olmasa bu direniş olamaz. Büyük halkımızın direnci inancı olmasa asla karşı gelemezdik. Uzun süredir buna hazırlanıyorduk.
İsrail ordusu birçok yerden geri çekildi, kıramadı bu direnişimizi. Batı Şeria’daki kardeşlerimizle çok güçlü bir şekilde iletişim halindeyiz. Lübnan’da da direniyoruz. Yemen gibi bir ülkenin bu kadar güçlü bir etki yapacağını Kızıldeniz’deki transit hareketi durdurabileceğini kimse hayal bile edemiyordu. İsrail ile çalışan bütün şirketleri durdurdu.
İran-İsrail arasındaki çatışmalar, Yemen, Suriye, Irak’ta da gelişiyor. Katliamlar durmazsa bu cepheler genişleyecek, durmayacak.
İran, direnişimize verdiği reaksiyon çok önemli. İsrail, Şam’da (İran) Konsolosluğunu kendisi önce vurdu. İsrail burada suçlu. İran’ın sabırlı olduğunu İsrail biliyor. Bu gelişmenin tek sorumlusu İsrail’dir. Netanyahu, savaşı durdurmak istemiyor, aksine bölgesele olarak yaymak ve ABD’yi savaşa çekmek ve kullanmak istiyor. İsrail hem Müslüman hem Hristiyan kutsallarına saldırıyor
Herhangi bir Arap ya da İslam gücünün savaş sonrası Gazze’de olmasına razıyız ama İsrail’i savunacaksa bu güçten asla razı değiliz. Gazze’nin yönetimi Filistinliler tarafından yapılmalı. Hamas olarak biz tek değiliz, biz ortağız ulusal bir ortaklık düzeyinde ortaklık yapmaya hazırız. Kimse bizim iç işimize karışamaz. Ne Gazze’ye ne Batı Şeria yönetimine dışarıdan karışılmasına izin veremeyiz.
1969’da Mescid-i Aksa’yı yakmaya çalıştılar. Şimdi de planları var. Kurbanlar kesip Mescid-i Aksa’yı kontrol etmek istiyorlar. Netanyahu, Kudüs’ü kontrol edip, İslam ve Hristiyanlara ait tüm özellikleri yok etmek istiyor. Mescid-i Aksa’nın kutsallığını kirletmek istiyorlar. Hz. Peygamberin ümmeti olarak asla bu kirli planlara izin vermeyeceğiz.”