Geğirememe sendromu: Etkileri ve tedavisi
3 mins read

Geğirememe sendromu: Etkileri ve tedavisi

Aurelia Foster
BBC Sağlık Muhabiri

Araştırmacılar, geğiremeyen kişilerin fiziksel acının yanı sıra utanç, endişe ve depresyon yaşadığını ortaya koyuyor.

Tıbbi adıyla kısaca R-CPD olarak bilinen rahatsızlık karın şişkinliğine, göğüs ve boğazdan gelen gurultu seslerine ve gaza neden oluyor.

“Geğirememe sendromu” olarak da bilinen rahatsızlık, boğazdaki krikofaringeal kasın gazın yukarı doğru geçmesine izin verecek şekilde gevşeyememesi durumunda ortaya çıkıyor.

Araştırma ABD’nin Texas eyaletinde bir grup akademisyen tarafından yürütüldü.

Araştırmacılar birçok doktorun hastalığa “aşina olmadığını” ve hastaların “yetersiz hizmet” aldığını söylüyor.

R-CPD hakkında daha fazla araştırma yapılması ve daha fazla farkındalık yaratılması gerektiğini belirtiyorlar.

Grup, “bu sendromun zihinsel ve sosyal etkileri de dahil olmak üzere bir hastanın günlük yaşamı üzerindeki ciddiyetini” araştırmaya ihtiyaç olduğunu, çünkü hastaların yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebileceğini kaydetti.

Londra’daki Guy’s & St Thomas’ Hastanesi’nde kulak, burun ve boğaz uzmanı olarak görev yapan Yakubu Karagama, bu durumun “uzun süredir insanlara eziyet ettiğinin” bilindiğini söylüyor:

“Bir şey yediğinizde ya da içtiğinizde bu ağrıyı hissediyorsunuz. Bazı hastalar gazın çıkması için uzanmak zorunda kalıyor, bazıları da gaz çıksın diye parmağını boğazına kadar sokup kusmaya çalışıyor.”

Karagama BBC’ye yaptığı açıklamada 2016’dan beri bu rahatsızlığı olan kişileri krikofarengeus kasını gevşetecek şekilde Botox uygulayarak tedavi ettiğini söyledi.

Bu tedavinin, “neredeyse her hasta için hayat değiştirici” olduğunu belirtti.

Karagama, ancak şu anda sadece özel bir tedavi olarak mevcut olduğunu, çünkü sağlıkçılar arasında bu durum hakkında çok az farkındalık olmadığını vurguladı ve ekledi:

“Size ‘Geğiremiyorum’ dediğimi bir düşünün. Sorun burada. Çoğu insan buna güler. İnsanlar geğirmenin fizyolojisini anlamıyor.”

Karagama, kaç kişinin bu rahatsızlığa sahip olduğunun bilinmediğini, ancak yaygın olduğuna inandığını belirtti:

“Pek çok insan yaşadıkları semptomların bu durumdan kaynaklandığını bile bilmiyor. Kliniğime başvuran hastaların çoğunluğu hayatları boyunca bu hastalığa sahip olduklarını söylediler.”

Hastaların “gereksiz yere” acı çektiğini belirten uzman, bu durumla ilgili klinik araştırma yapmak için finansmana ihtiyaç olduğunu söyledi.

Geğiremeyen 199 kişiyle yapılan ankete dayanan bu çalışma, sağlık çalışanları arasında bu durumla ilgili farkındalık seviyesinin düşük olduğu ve hastalığın daha iyi anlaşılmasının teşhis ve tedavi oranlarını artırabileceği sonucuna vardı.

Çalışma, teşhis edilmesi zor rahatsızlıklara sahip kişilerde genel bir “psikiyatrik semptom yaygınlığına” ve bu durumun ruh sağlığı üzerindeki etkilerini araştırmanın önemine dikkat çekiyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir